20 Ekim 2009 Salı

Journey in Turkey - Trip and Travel Guide for Bazgiret

East Black Sea Trip Terrifying in the beginning but amazing at the end.
3-13 January 2008
......... 4th – 5th days
The trip is getting harder. We are now in Bazgiret (Madenkoy). A very talented photographer Suleyman İnal from Artvin brought us here. He will join to our team from now on. He visits these mountain villages for the last ten years. He will be a great help to us.

Bazgiret is in Savsat (a town of Artvin). It is a village which mostly Georgian people live in. It’s located in a very high and upright place. The house that we were gonna stay was in the top hill of the village. To walk there took about an hour. There is no technology whatsoever except for the TV. The cell phones are not working. Their days are just about taking woods to their home with sleds pulled by cows, taking potatoes from the ground and watching TV by the stove. There are only potatoes and cheese to eat. Even though they live a very hard life, people are very fun and show hospitality. They like the accordion play, they have one player in the village. We had him play in front of a house and people started to dance. So cute! :)

While we walk in the village, everybody invites us to have warm milk. To be honest, I hate milk but here it was very tasty. I couldn’t help but drinking 2-3 cups in a day. It’s a very hard place to live. It has almost nothing that we cannot afford not to have in the city. The restroom is located in the outside, the weather is freezing, cell phones are out of the area etc. But they have one thing that most of us don’t have in the city: HAPPINESS! :)

It was hard to walk in the village because of the snow; it was almost 1 meter high. Every three step, I fell down. I was the only lady in the team during that two days, it was hard to keep up with men. Not to mention the dogs. I cannot be around with dogs and they had two big one in the village. Thanks to people, they tied the dogs for me. We had great photo shoots there: nice portraits, women with colorful ethnic dresses on the white snow…

........http://myjourneyinturkey.blogspot.com/2008/05/east-black-sea-trip.html alınmıştır.

17 Ekim 2009 Cumartesi

Bazgiret(Maden Köyü) Kanal D Belgeseli





"Maden Köyü’nde İşte O An"

Maden Köyü’nde İşte O An

09.10.2009 12:41:00


Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Maden Köyü’nde (Bazgiret) çobanlık yapan Fatma Tanıyan isimli genç kız, bir yandan hayvanları güderken bir yandan da her gencin yapması gerektiği gibi kitap okumayı da ihmal etmiyor. Gazetemizin birkaç gün önceki sayısında Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu’nu duygulandıran o an fotoğrafı yayınlamıştık. Zaman zaman ilginç insan hikayelerinden oluşan o an fotoğraflarını okuyucularımıza aktarmaya devam edeceğiz. İşte onlardan birini de Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Maden Köyü gezimiz esnasında fotoğraf karesine sıkışan o an fotoğrafı oluşturuyor.



Yanımızda Haber Türk muhabiri Deniz Karamert ve Dost Artvin Gazetesi Muhabiri Nail Bulut ile Maden Köyü şelalesini görmek için 2 bin rakıma doğru tırmanıyoruz. Şelaleyi fotoğraflayıp haberimizi hazırlayıp geri dönerken, sayıları yaklaşık 900’ü bulan büyükbaş ve küçükbaş hayvan sürüsüyle karşılaşıyor ve hepimiz en güzel fotoğrafı almak için adeta birbirimizle yarışıyoruz. Çünkü bu tabloya Artvin çevresinde başka bir köyde rastlamak mümkün değil. Sebebine gelince Artvin’in verdiği göçten dolayı köylerdeki nüfus azaldı ve ekonomik politikalardan dolayı hayvancılık yapan köylü sayısı da azaldı. Ancak onca fotoğrafın içinden bizim için en çarpıcı olanını yağmur başlamadan 5 dakika önce yakaladık.
Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı 1800 rakımlı Maden Köyü halkı, geçimini tarım ve hayvancılık, ayrıca turizm amaçlı pansiyonculuktan sağlıyor. Köye yerli ve yabancı turistlerinin ilgisinin artmasıyla birlikte konaklama konusunda ihtiyaç doğmuş, bununla birlikte geçtiğimiz senelerde, Artvin Valiliği’nin de katkılarıyla köylülere ev pansiyonculuğu konusunda eğitim verilmişti. Köylülerin bir kısmı eğitim sonrası ev pansiyonculuğuna başlarken, büyük bir çoğunluğu ise hâla hayvancılık ve tarımla uğraşmaya devam ediyorlar.
Maden Köyü otantik ahşap mimarisiyle göze çarpan nadide köylerden bir tanesini oluşturuyor. Köyü diğer Şavşat köylerinden ayırt eden en önemli özelliğini ise beton yapımının hiç olmayışı ve ahşap yapıların hâlâ korunuyor olması! Bölgede en çok hayvancılığın yapılıyor olması nedeniyle merada yayılan koyunlar, kuzular, buzağılar ve boğalar arasında ilginç insan görüntülerine rastlamakta mümkün oluyor. Köy işlerinde anne ve babalarına yardım eden gençlerin bazıları ellerinde tırpanlarla ot biçerken, bazıları ise sayıları 20 ile 50’yi bulan hayvanları önüne katıp çobanlık yapıyor. Ancak bu durum onların dünya ile olan bağlarını hiç de koparmıyor. O zor coğrafyada yaşamak küçük dünyalarını hiçte küçülmüyor adeta devleştiriyor.
Ellerinde dünyanın ünlü yazarlarının yazdığı romanlar bulunuyor. Bu çobanlar kitap okuyor!.. Eğitim ve kültür seviyesinin yüksek oluşuyla bilinen Artvin’in adeta bir göstergesi oluyorlar. İşte o çobanlardan biri de köylü genç kızlardan Fatma Tanıyan. Genç kız ailesine yardımcı olmak için bir yandan çobanlık yapıp hayvan güdüyor, bir yandan da elindeki kitabını okuyor. Bir elinde hayvanları gütmek için kullandığı sopası, diğer elinde ise Ahmet Mithat Efendi’nin Türk Edebiyatı’nın klasik romanlarından “Henüz On Yedi Yaşında” adlı eseri bulunuyor. Ailesine yardımcı olduğunu belirten Fatma Tanıyan çobanlık esnasında çok fazla boş vakit olduğunu ve bu vakti değerlendirmek için kitap okuduğunu söylüyor. Elinde romanı diğer elinde hayvanlarını gütmekte kullandığı sopası ve arkasında merada yayılmış otlayan onlarca hayvanı gördükten sonra kendisine fazla soru sormaya lüzum görmedik. Ve o anın fotoğrafını çekerek seyir zevkinize sunduk. İşte 1800 rakımlı bir dağ köyünde çobanlık yaparken kitap okuyan bir genç kızın resimli öyküsü…
Hakan AYDIN / 08 Haber